Bunlar hayatın her anında önemli birer konuyken belki de ebeveynlikte çok daha fazla önem taşırlar, çünkü yepyeni bir döneme girilmiştir, zihin süreçleri çok hareketlenmiştir, çok fazla şey sorgulanmaktadır.
Duygular, düşünceler, hisler bir andan diğer ana değişebilirler, bu insan olmanın doğasında vardır. Üstelik, birbirine zıt iki duygu, iki düşünce aynı anda var olabilir. Mesela bir kişi bebeğini aynı anda hem çok sevebilir hem de ona çok sinirlenebilir veya kişi eşini gün içinde çok özlemiş olabilir ama yanına geldiğinde o an orada olmasını istemeyebilir (aynı şey her iki eş için de geçerlidir) veya bir anne kendisine çok yardımı dokunacağını bildiği için annesinin/kayınvalidesinin onlara gelmesini isteyebilirken bir yandan da ara ara sinirlerine de dokunacağını bildiği için bunu istemeyebilir (aynı durum anne/kayınvalide için de geçerlidir).
Bu örnekler çok çeşitlendirilebilir, bunların normal olduğunu bilmek önemlidir.
Önemli not: Bir şeyin her iki yönünü bir arada tutabilme becerisi ruhsallığın gelişimsel bir aşamasıdır. Bunun yetişkinlikte nasıl yaşandığı, zıtlıkların nasıl tolere edildiği/edilmediği geçmişte bu aşamadan nasıl geçildiği ile çok ilişkilidir. Bu konuya daha sonra geri döneceğim.
Görünürde olan ile onun arkasında yatan nedenler arasındaki ilişki ise her zaman kolay açıklanabilir bir ilişki olmayabilir. Dolayısıyla sadece görünen üzerinden oluşturulan fikirler ancak birer varsayım olabilirler. Annelik-babalık serüveni için de bu böyledir, anne-baba yeterince dinlenmeden dışarıdan yapılan yorumlar ancak birer varsayımdır, gerçeği yansıtmayabilirler. Eğer gerçek araştırılacaksa anne ve babaya eleştirilmeyecekleri güvenli bir alan sağlanarak dinlenmeleri elzemdir.
Fotoğraf Jason Leung, Unsplash.