Çocuk psikanalisti Erna Furman bu makalesinde, bir çocuğun etkili bir şekilde büyümesi ile ebeveynlerin, özellikle de annenin, çocuğun gelişimindeki ayrılık-terk anlarında orada kalabilme kapasitesi arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor.
Ebeveynlerin gerektiğinde var olması çocuğu korur, onun olgunlaşmasını ve ustalaşmasını destekler. Ancak zamanı geldiğinde çocuk anneyi terk edebilmeli, anne de terk edilebilmelidir. Yani anne çocuğunun onu terk etmesine izin verebilmeli, çocuğun artan bağımsızlığının tadını çıkarabilmesi için terk edilmeye katlanabilmelidir. Bu çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için önemli ve gereklidir.
Çocuğun ayrılmanın gelişimsel basamağında ustalaşması için (mesela anaokuluna gitmek için), anne çocuğu özleyebilmeli, kendini gereksiz hissetmeli ve ama çocuk ona döndüğünde hala ulaşılabilir olmalıdır.
Çocuğun suçluluk veya korku duymadan geri dönebilmesi önemlidir.
Eğer anne orada terk edilmiş şekilde kalmaya tahammül edemezse ve geri çekilirse çocuk öfkelenebilir, kaygılanabilir, korkabilir, suçluluk hissedebilir ya da anneye daha bağımlı hale gelebilir. Bu da çocuğun gelişimine ket vuracaktır.
Furman bu makalesinde sütten kesmeyi de ‘bebeğin anneyi sütten kesmesi’ olarak yorumlar. Yani bebek zamanı geldiğinde, kendi ritmine uygun olacak şekilde artık daha fazla ayrılık tercih ettiğini bildirmekte, yeni tatminler beklemektedir. Annenin buna nasıl tepki verdiği bebeğin gelişim aşamalarındaki tutumunda etkili olacaktır.
Bu bilgiler ışığında, ayrılık basamaklarında yaşanan zorluklar bebek kaynaklı olabileceği gibi, annenin bebeğin kendisinden ayrılıyor oluşu ile ilgili yaşadıklarından kaynaklanabileceği de düşünülebilir.
Fotoğraf, Mark Hang Fung So, Unsplash.