(38inci posttan devam)
Çocuğun etrafta olan biteni kavrama becerisinin gelişmesi ve izin verilenlerle verilmeyenleri ayırt edebilmesi ile birlikte ikinci aşama gelir ve ahlaki doğru-yanlışlardan ötürü değil sadece bebeği korumak için bir şekilde bebeğe “hayır” fikri ifade edilmeye başlanır. Bu aşamada dil devreye girmiş, dış dünyaya söylenen “hayır” bebeğe söylenmeye başlanmıştır.
Bu aşamada bakım verenler aracılığı ile yavaş yavaş bebek gerçeklikle, gerçeklik de bebekle tanışır. Bu dönemde bebek dünyayı “hayır”larla, yasaklarla tanıyabilir. Winnicott burada iki alternatiften bahseder: 1) Evet denilenlerin sayı ve çeşitliliğinde artış olması 2) Sadece “hayır”ların olması.
Winnicott’a göre çocuğun dünyayı sadece “hayır”larla tanıması şanssızlıktır ve bu, annenin çocuğun güvenliğini sadece tehlike durumuna dikkat çekerek sağlayabileceğini düşünmesinden kaynaklanıyor olabilir. “Evet” denilenlerin sayıca ve çeşit olarak fazla olduğu yetiştirme tarzında ise “hayır”ın zemininde “evet” vardır.
Bu aşamada bebeğin ve annenin hislerinde de birtakım değişiklikler olur: İlk başlarda sakin olan, güven duyan bebek çok geçmeden saldırganlaşır ve anneye karşı yıkıcı düşünceler geliştirir. Anne de aynı şekilde, bebeğine karşı hiç de olumlu duygular beslemeyebilir.
Dış gerçeklik devreye girdiğinde düşünülmesi gereken çok fazla şey ortaya çıkar. Annenin başka, babanın başka, büyükanne-babaların başka, varsa yardımcıların başka yasakları vardır. Üstüne üstlük her birinin kanıtlanamayacak çeşitli inançları da olabilir.
Tüm bunlar nedeniyle çeşitli karmaşalar yaşanır ancak bebekler bir şekilde bunun üstesinden gelirler.
Bundan sonra üçüncü aşamaya geçilir: Çocuğa söylenen “hayır” bir açıklamayla birlikte söylenir ve çocuğun işbirliği yapması beklenir. Böylece çocuklar yetişkinlerden onların bildiklerini düşündüklerini öğrenmeye ve artık onlara sunulan sebeplere karşı çıkabilmeye başlarlar.
Bu geçişlerin ne zaman ve nasıl olacağı her çocuğun gelişimi farklı olduğu için çocuğa ve de ebeveyne bağlıdır.
(Kaynak kitap: Ebeveynlerle Sohbet)
Sınır koymak gerekli ve sağlıklıdır, çocuğun bu gezegende var olabilmesini kolaylaştırır, ancak kolay bir mesele değildir.
Biraz daha devam edeceğim.
Fotoğraf, İzuddin Helmi Adnan, Unsplash.