Kendini tanımak çok kabaca, bugüne kadar geçen zamanı araştırmak, başa gelenleri anlamlandırmak, bugün var olan duygu, davranış, düşünce ve örüntüleri bir bağlama oturtabilmek olarak tanımlanabilir.
Herkesin hikayesi aslında birkaç jenerasyon öncesinden başlıyor, kişinin kendi anne-babasının tanışıklığı ve çocuk yapmasıyla birlikte ise iyice somut hale geliyor. İlk önce ergenlik döneminde olmakla birlikte hayatı, kendimizi, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi, ailemizi sorgulamaya zaten başlıyoruz. Yine de bu sorgulamanın ne kadar derinlemesine ve doyurucu bir şekilde yapılabildiği bir soru işareti. Bir bebekle birlikte ise bu konular tekrar gündeme geliyor.
Anne karnında gelişmekte olan bebeğin hikayesine şahit olmak isteseler de istemeseler de anne-babanın kendi geçmişlerine doğru bir kapı açar. Bazıları bu kapıdan girmeye çok hazır olabilirken, bazıları girmek istemeyebilir, bazen ise bu kapının farkına bile varılmayabilir.
‘Bebek önderliğinde’ dememin sebebi de, bebeğin bulunduğu her dönemin anne-babada bir izdüşümünün olacak olması. Bir bebek haberi ile birlikte daha önce merak edilmeyen şeyler merak edilmeye başlanabilir, daha önce akla gelmeyen konular zihni meşgul etmeye başlayabilir. Bazı konular ise, düşünmesi zor olduğu için kişinin hikayesinde önemli olmasına rağmen gündeme hiç gelmeyebilir.
Kişinin bebeğine, kendisine ve eşine karşı olan tavırları, duyguları, düşünceleri kendi geçmişi ile ilgili bilgiler barındırır -insan olmanın doğası. Bu nedenle bireysel hikayenin bilinmesi, bir anlam kazanmış olması bebeğe karşı hissedilenleri ve ebeveyn olma sürecindeki yaşantıları anlamlandırmada faydalı olacaktır. Bu da ciddi bir farkındalık sağlayacaktır. İşte sihirli kelime: ‘farkındalık’.
Hayat bir şekilde zaten akıp gidiyor, olan biteni, yaşananları fark etmek ise bu hayatı çok daha farklı bir hale getirebiliyor. Farkındalık kişinin kendi üzerinde kontrol sahibi olmasını sağlayabilir, zor süreçlerden geçişi bir nebze kolaylaştırabilir, bir şeylerin tekrar etmesini önleyebilir. Cevaplar her zaman hoşa gitmeyebilir ama merak etmek, sorular sormak işte bu nedenle çok değerli.
(Sorularla devam edeceğim.)
Fotoğraf, Kai Dahms, Unsplash.