Annelerin çocuklarına karşı ara ara nefret de duymasının ne kadar normal olduğundan bahseden ve bunu çekinmeden dile getiren, anlamaya çalışan Winnicott şunların da altını çiziyor:
“Çocuklarını seven ve diğer duygularına bakmaktan korkmayan annelerden söz ettiğimi siz de anlayacaksınız. Mesela bir bebek tam olarak annenin hayalinde tasarladığı, zihnindeki bebek fikrine denk düşen bebek olmayabilir. … Şüphesiz gerçek bebek sihirle ortaya çıkmaz. Bu gerçek kız ya da oğlan, annenin hem hamilelik boyunca hem de doğum sırasında risk altında olduğu zahmetli bir sürecin sonunda dünyaya gelmiştir. Şimdi anneye ait olan bu gerçek bebek, beslenme süreci çok tatmin edici olsa bile, emerken annenin canını acıtır. Yavaş yavaş anne, bebeğin kendisini bedava bir hizmetçi gibi kullandığını, dikkat beklediğini ve başlangıçta annenin rahatıyla hiç de ilgilenmediğini keşfeder. Er geç bebek anneyi ısırır. Başlangıçta annenin bu bebeği tam kalbiyle sevmesi beklenir ve buna işin zevkli kısımları kadar hoşa gitmeyen kısımları da dahildir. Kısa bir süre sonra bebeğin anneyle ilgili yaşadığı yanılsama bozulmaya başlar. Bebek bunu, ona sunulan iyi yemeği reddederek gösterir ve anne kendisinden şüphe duyar. Bebeğin coşkulu sevgisi çıkarcı bir sevgidir, tatmin sağlandıktan sonra anne sıkılmış limon gibi fırlatılıp atılır. Sanırım bir annenin kendi bebeğinden nefret etmesine yol açabilecek sebepleri saymaya devam etmeme gerek yok.” (sf. 58)
Bu bir paragrafta derinlikli çok fazla konu var: Hayalde, zihinde tasarlanan bebek var, gerçek bebeğin ondan ne kadar farklı olabildiği var, anne-bebek arasındaki etkileşimin yoğunluğu var, annenin bebeğin gözündeki konumu ile bebeğin annenin gözündeki konumu var, dış dünyanın beklentileri var, annenin beklentileri var, bebeğin beklentileri var, çift taraflı yanılsamalar var, bu yanılsamaların bozulması var. Herhalde en önemlisi de, bu konularla da bağlantılı olan, anne ile bebeğin birbirlerine karşı hissedebildikleri ve hissedilmesi çok normal olmasına rağmen kabul edilmesi çok zor olan nefret duygusu.
Fotoğraf, Erwin Doorn, Unsplash.