#24

Birkaç söz…

Günümüzde ebeveynlik büyük bir sektör oluşturmuş durumda ve her yerde birçok kaynak, derya deniz bilgi var. Bazı bilgiler belki birileri için yeni ama belki kimilerine de gına geldi, dönüp dolaşıp aynı şeyleri duyuyor, okuyor ve sürekli bu konuları düşünmek durumunda olmaktan, bunlara maruz kalmaktan çok sıkıldı. 

Aslında anne-baba olmak böyle bir şey olmak zorunda değil. Bugün etrafta dolaşan bilgiler dolaşmıyorken de çocuklar doğuyordu, o çocuklara bakılıyordu ve o çocuklar büyüyordu. Bu zamanın çocukları hariç birçok kişi de öyle büyüdü muhtemelen, bizler dahil. Bunları iyi ya da kötü ekseninde değil, kuşak farklılıkları ekseninde düşünebiliriz. Fakat şu da bir gerçek ki, geçiş dönemleri genelde adaptasyon gerektiriyor ve ebeveynlik geçiş dönemleri arasında en yoğun yaşananlardan birisi. Dolayısıyla sağlam, güvenilir bilgiye, desteğe ihtiyaç doğuyor. Fakat bu bilgiyi sıkılmadan, sakince almak uzun vadede en güzeli.

Sadece ebeveyn olunduğunda değil, her türlü geçiş döneminde desteğin birazı bile adaptasyonu çok kolaylaştırabilir. Örneğin ergenlikte cinsel kimlik keşfedilirken, ya da liseden üniversiteye geçerken, öğrencilikten iş hayatına geçerken, evlenirken, herkes evlenirken bekar kalırken/kalmak isterken, çocuk olunca, herkes çocuk yaparken çocuk istemezken/olmazken, boşanırken, yaşlanırken, ülke değiştirirken, vs., bu dönemlerde her şey kendiliğinden de gelip geçebilir ama o döneme özel olanın üzerine kafa yormak, okumak, halden anlayacak birileriyle konuşmak çok güzeldir. Hayat yolculuğunda iyi gelir yani, kişinin kendi hikayesine yerleşmesine faydası olur. Ebeveynliğin bu kadar öne çıkması tahminimce iç dünyayı çok tetikleyici olmasıyla, insanın ‘rastgele olmayan karmaşıklığı’nı ortaya çıkarmasıyla, işin içinde dünyaya yeni gelmiş bir bireyin olmasıyla ve ailede yaşananların onu da çok etkilediği gerçeğiyle çok alakalı. Bir anda, doğru cevabı aranan bir sürü soru doğuyor insanın zihninde sanki. İşte psikoloji de devreye burada giriyor çünkü sorulan sorulara çok güzel ışık tutabiliyor, kaygıları yatıştırmayı sağlayabiliyor, stres yönetimine yardımcı olabiliyor.

Bu kendi içinde bir düzeni olan karmaşıklığı ufak ufak, sakince anlamaya çalışmak kişinin kendisine iyi geleceği kadar çocuğuna ve ailesine de iyi gelecektir, onun için konuşmaya, anlatmaya, paylaşmaya devam etmeye değer. Sakin sakin, yavaş yavaş.

Hayat yolculuğunda iyi gelen şey biri tarafından anlaşılmak olduğu kadar, bir şarkı, bir film, bir kitap, bir söz, bir yürüyüş, bir spor, bir manzara, bir içecek, vs. de olabilir, ve artık günümüzde sosyal medya da olabiliyor. Tabii bunlar oldukça küçük dokunuşlar ve anne-baba olma serüveni meraklıları için çok daha büyük dokunuşları kesinlikle hak ediyor, orası ayrı konu.

Farkındalık kabul edebilmeyi, bir şeyleri net bir şekilde görmeyi ve bu sayede akıllıca davranmayı beraberinde getireceği için önemli olsa da şunlar da göz ardı edilmemeli: Her zaman bilinçli olunacak, her geçiş döneminden farkındalıkla ve zenginleşerek çıkılacak diye bir kural yok elbette. Bazen de bir şeyler başa gelecek ve üzerinde durulmadan geçecek. Bu da olabilir, olur. Veya ne kadar konuşulursa konuşulsun, bazen de insanın karmaşıklığında bazı şeyler anlaşılmadan, çözülmeden öylece kalacak, kalır. Varsın o da öyle olsun, onlar da öyle kalsın…

19/11/2020

Kategori: manifesto